Range: Game of Thrones’ta neler oluyor?
Menzil Cemaati’nin Gavs’ı olarak bilinen Abdülbaki Erol’un vefatından sonra oğulları arasında çıkan tartışma ayrılıkla sonuçlandı. Elhuseyni’nin ‘halife’ olarak anılan büyük oğlu Muhammed Saki Elhüseyni, her iki kardeşinin de şeyhlik ilan etmesinden sonra cemaatin bölündüğünü duyurdu.
Muhammed Saki Elhüseyni, yeni teşkilatın Nisan ayında kurduğu Serhendi Vakfı olarak devam edeceğini, 28 yıldır Menzil’in bel kemiğini ve holdingini oluşturan Semerkand Vakfı ile hiçbir bağının olmadığını açıkladı.
Gazeteci Timur Soykan, Birgün’deki köşesinde toplumda yaşananları yazarken, Menzilcilerin devlet timlerine girdiğini hatırlatarak, “Bu çok örgütlü yapılar, bu gerici fikirler Türkiye’de kök salmaya çalışıyor ve kök salıyorlar. Her yerde merdiven altı ana akım mezhepler yol açıyorlar.” Siyasi bir itibar veriliyor, devlet kadroları açılıyor. Şeyhin emriyle her şeyi yapabilen bu insan profili her yerde var” dedi.
‘PARAYA HAKİM OLMAK İÇİN ŞEYHİLİK ALMAK İSTİYORLAR’
Cemaatin geçmişine ve 15 Temmuz darbe girişimine değinen Soykan’ın ‘Menzilde neler oluyor?’ başlıklı sütunun ilgili bölümü şöyle:
“Peki şimdi Menzil’de neler oluyor? Bahsettiğim tüm bu süreçlerden sonra Menzil artık bir köy olmaktan çıkıp kocaman bir alana dönüştü. Kendi güvenliklerinin, kendi kurumlarının ve pazarlarının ait olduğu özel bir bölge kurdular. Şeyh Abdulbaki Erol yeni bir halife atamadan öldü.Daha doğrusu üç oğluna hilafet sözü verdi.Onlar da cenaze defnedilmeden büyük bir kargaşa içine girdiler.Tarikatın en görünen yüzü aslında Baki’nin en büyüğüydü. oğlu Muhammed Saki Erol’un Gavs olacağı iddia edilir.Yanlarda onu geliştirecek olanın bir Pir olacağına dair inançlar olsa da tıpkı saltanat sistemi gibi babadan oğula geçen bir monarşi sistemi kurmuşlardır. , çünkü burada çok büyük bir paradan bahsediyoruz ve onlar bu parayı ailede tutmak ve paraya hakim olmak için şeyhi elde etmek istiyorlar.
Zorlu geçen görüşmenin ardından 3 kardeş Menzil’deki 3 camide merkez kurarak yarışa başladı. antlaşma; “Buraya yeni müritler alıp tövbe edeceğiz. Mürit istediği oğlunu seçer ve camiye gider” şeklinde yapıldı. Zikir bu mezhepte çok kıymetlidir. Beyaz bir örtüye bürünürler ve kalp hizasında tesbih okurlar ve Allah’ın adını anarlar. Bunu günde 5 defa yapıyorlar ve bu zikirler puan olarak birikiyor. Şimdi bu zikirler sıfırlandı. Çünkü takipçileri paylaşmak zorundalar.
Daha küçük bir gelişme olarak büyük oğlu Muhammed Saki Erol, tarikatın görünen yüzü olan Semerkant Vakfı, Semerkant TV, Semerkant Yayınevi’nden ayrıldı; yeni bir vakıf, yeni bir yayınevi ve yeni bir televizyon kanalı kurdu. Kendi oğlunu onlara emanet etti. Bir bakıma yine babadan oğula devam edecekler. Sakallı, pantolonlu ve cübbeli ama bir Mercedes’e dokunduğunu sanan ve ödül alan insanlarla çok garip bir tarikat. Bundan sonra ne olacak diye sorarsanız, münakaşalar böyle bitmeyecek. Bu devasa parayı satın almak için burcun rekabeti artacaktır. Çünkü bildiğimiz kadarıyla Semerkant Vakfı da Erol’a karşı. Aralarında bir kavga çıkması ihtimalinden dolayı çok endişeliler. Birbirleri hakkında kötü konuşurlarsa dinden çıkacaklarını söyleyerek yapıyı korumaya çalışırlar.
Geçmişte Abdulbaki Eroğlu’nun vekilleri vardı. Onlar da tövbe alabilirlerdi. Bunlar da iptal edildi. Baktığımızda Türkiye, karanlık bir orta çağ dönemini anımsatan bir manzarayla karşılaşabilir. Biz laiklikten vazgeçince, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş maliyetlerinden tamamen kopunca, siyasal İslamcı bir hükümet olunca böyle oluyor. Bir taht kargaşasından, lüks içinde yaşayan, son model ofis araçlarına binen, flaşörlü araçlarla korunan bir yapıdan bahsediyoruz. Buna pir yapı, İslami yapı demezseniz bu kişiler dolandırıcılıktan yargılanmalıdır. Ancak Allah, kitap ve pir derken insanları dilediğiniz gibi kandırmanız mümkündür.
Bu tarikat karanlığında çocuklar da var. Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’da zorla gönderildiği Menzil tarikatına ait Kuran kursu yakınında bir çocuk ölü bulundu. Babası şikayet etmedi. Çünkü mezhebin hakikati şudur; Pir, Allah’ın yanındadır. Mürit ise Pir’in önünde ölmek üzeredir, sorgulamaz. Sorarsa günah işlediğini düşünür.
Bu çok örgütlü yapılar, bu gerici fikirler Türkiye’de kök salmaya çalışıyor ve kök salmaya çalışıyor. Alt katta, her yerde ana akım kültler. Önü açılır, siyasi prestij verilir, devlet timleri açılır. Pir’in emriyle her şeyi yapabilen bu insan profili her yerde karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin gericiye ‘geri’ olduğunu söylemekten çekinmeyeceği bir döneme ihtiyaç var. Laikliği var gücümüzle savunmamız gereken bir döneme ihtiyacımız var. Bunun için siyaset kurumuna ve topluma büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu yapılmazsa ülke bunun karanlığında çok çekecek.” (HABER MERKEZİ)